Sofistler

Sofistler
Sokrates öncüsü felsefecilere verilen isimdir. Deneyimci ve duyumcu bir felsefeye dayanarak diyalektiği bağılcı ve kuşkucu bir yönden bakmaktadır. Sofistler idealizmi ve tanrıbilimi eleştirel bir yaklaşım sergiler. Eğitim ve öğretimin önemli olduğu ve daha demokratik bir site devletinin yararlı olacağı düşüncesini savunuyorladı. Protagoras, Prodikos, Gorgias, Hippias, Polos ve Antiphon en önemli sofistlerdir. Eflatun bu düşünürlerin fikirlerini çürütmek için birçok diyolog yazmıştır.

Sofistler, Sokrates öncesi felsefeciler arasında en fazla tartışılan kişilerdi. Hippokrates’e göre sofist, “her bilgi gerektiren şeyde uzmandır” ama Eflatun’un eleştirel yaklaşımına göre sofist küçültücü düşünüş tarzıdır. Dilbilgisi, mantık, retorik, ahlak, siyaset ve hatta matematik ve fizi kalanlarında sofisletlerin Yunan kültürüne yaptığı katkı büyüktür. Sofistler ilk ansiklopedistlerdi. Ancak onların kuşkuculğu ve yararcılığı çok geçmeden aynı yolu izleyenlerin ahlaksızlığa yakın davranmalarına neden olmuştur. Eflatun ve Aristoteles de kendi felsefelerinin büyük bölümünde onların etkisini silmek istediler.

Sofistlerin düsturu olan “insan her şeyin ölçüsüdür” sözü bu düşünce akımını en iyi dile getiren sözcüktür. Sofistlere göre şeyler, her birimize nasıl görünüyorlarsa öyledirler. Doğruluk ya da mutlak kural diye bir şey yoktur. Gorgias, Varlık-Olmayanın İncelenmesi’nde, varlık ve doğruluğun ölçütü konusunda tam bir nihilizmi benimser. Ama kuşkucular gibi “yargının askıya alınması” yani hiçbir şey söylememek yerine sofistler bu bağımlılık, görelilik düşüncesini, yapıcı bir pragmatizme doğru yönlendirirler. Eflatun’a göre, Protagoras öğrencilerine “özel yaşamda, evini, en iyi biçimde nasıl yönetmesi ve siteye ilişkin işlerde, en iyi biçimde nasıl davranması ve onun adına en iyi biçimde nasıl konuşması gerektiğini açıklamakta” ve bununla da övünmektedir. Böylece sofistler, aristokratların şaşırıp kızmasına karşın bu yararlı dersler için büyük paralar alıyorlardı.

Doğruluğun ölçütü olmadığına göre düşünceleri çürütmek için bir düşünce ileri sürme sanatı olarak eristiki yani didişimcilik öğretilerini öğretmek gerekiyordu. Protagoras bu yeni tartışma yönetiminin kurucusudur. Her soruda birbirine eşit sağlamlıkta iki karşıt tezin savunulabileceğini ve bunlardan birinin ağır basamayacağını ileri sürüyordu. Gorgias, öğrencilerine sistemli bir biçimde eristik öğretiyordu. Çünkü Cicero’nun dediği gibi “hatibin özelliğinin her hangi bir şeyi överek yüceltmek ve eleştirerek gözden düşürmek olduğunu düşünüyordu.”
Aslında sofistler güzel ve etkili konuşma sanatının yaratıcılarıydı. Örneğin Protagoras konuştuğu kişinin ruhsal durumuna göre kendi konuşmasına en elverişli anda başlıyordu. Görgias her konuda hiçbir hazırlık yapmadan konuşuyor ve her şeye yanıt verecek bir cevap buluyordu. Gorgias’a göre suta bir hatibin ağzında söz, mutlak otoritesi olan “büyük bir tirandı”. Ayrıca Gorgias retorik sanatlarını ortaya koyan ve inceleyen kişiydi. Karşıtlığı, dengelemeyi, seslerin denk düşümünü, eğretilemeleri, alegorileri vs bunlar arasında sayabiliriz.